13 Temmuz 2009 Pazartesi

[Yorum] Avrupa'nın Afrikalılara yaptığını Çin Uygurlara yapıyor

Bugün Sincan (Sincan)'ı yakıp kavuran ateşi anlamak için her şeye adıyla seslenmek gerek: Çin Sincan'ı, eski Doğu Türkistan'ı, sömürgeleştiriyor. Bugün imparatorluğun kuzeybatısını oluşturan bölge, kesin olarak, ancak 19. yy sonunda fethedildi.
Müslüman Uygurlara meskun olan bölgenin gerçek anlamda Çin yönetimi tarafından denetlenebilir hale getirilmesi ve ilhak olması ise ancak 1949'da komünistlerin iktidarı devralmalarından sonra gerçekleşmişti.
O günden beri, Sincan, bir yerleşim kolonisi halindedir: Köken olarak Çinli olanlar, Hanlar, bölgedeki nüfus dengesini kendi lehlerinin tersine çevirme aşamasına geldiler. Bu durum nüfusun 2/3'ünü Hanların oluşturduğu 2 milyonu aşkın bir nüfusu olan Urumçi'de daha şimdiden gerçekleşti bile. 5 Temmuz'dan bu yana süren etnik gruplar arasındaki çatışma daha şimdiden 156 kişinin canına mal oldu. On binlerce silahlı asker polis, yüzlerce hatta binlerce Uygur'un tutuklandığı Urumçi'yi kolaçan etmektedir.
Bu şiddet olayları 2008 Mart ayında, genç Tibetliler, başkent Lhassa'da, öfkelerini Han tüccarlardan aldıklarında Tibet'te vuku bulanları anımsatmaktadır. Çin bu durumu anlamadığını söylüyor. Çin şimdiye dek dinsel gerilik yüzünden oldukları yerde donup kalmış toplulukların yaşadığı bölgelere, modernliği, ekonomik ve sosyal ilerlemeyi getirmemiş miydi? Çin'in bu söylemi size bir şeyler hatırlatmıyor mu? 20. yüzyıl başlarında Avrupalı sömürgecilerin Mağrip'te, Afrika'da, Asya'da, şüphesiz aynı samimiyetle söyledikleri başka bir şey değil, tam da buydu.
Urumçi olaylarının 2 versiyonu var. Uygurların anlattıkları versiyonda, Uygurlar, hükümetin son derece sert bastırma girişiminin şokuyla ayaklanmaya dönüşen barışçıl bir gösteriden söz ediyorlar. Pekin'in anlattığı şekliyle ise olay, radikal İslamcı bir ayaklanma çıkartan dış güçler tarafından manipüle edilen Uygur unsurlarının provokasyonudur.
Bu sorunu çözemeyeceğiz. Tibet'te, Sincan'da tekrar eden bu ayaklanmaların ortaya çıkardıklarını gözlemlemekle kendimizi sınırlandıracağız: "Yerliler", dilleri ve kültürleri için küçümseme dışında bir şey hissetmeyen Hanların göçü nedeniyle azınlık olma yolunda ilerleyen halkların umutsuzluğu. Dünyanın her yerinde bu duruma aynı isim verilmektedir: Sömürgeleştirme. Tibet ve Sincan'da yapılanlar Afrika'da, Mağrip'te olanlar kadar kınanmayı hak etmektedir. Başarılarıyla büyüyen Çin de baskıyla bu halkların hıncını ve öfkesini dindiremeyeceğini biliyor. Le Monde, 9 Temmuz 2009. ZAMAN

10 Temmuz 2009, Cuma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder