20 Temmuz 2009 Pazartesi

Uygur Türkleri'nin durumu Avrupa Parlamentosu'nda tartışıldı

- Hollandalı AP milletvekili Emine Bozkurt: AB, insan hakları konusunda mücadele veriyor ancak ciddi kararlar almaktan kaçınıyor.
- Emine Bozkurt: AB, Honduras'taki olaylara karşı gösterdiği tepkiyi Çin hükümetine karşı gösteremedi.

STRASBURG (CİHAN) - Avrupa Parlamentosu, bugünkü genel kurulunda 5 Haziran'da Şincan Uygur Özerk Bölgesi'nde meydana gelen ve 184 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayları tartıştı. Avrupa Birliği dönem başkanı İsveç'in Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve farklı siyasi gruplardan parlamenterlerin söz aldığı oturumda Çin'in dinî ve etnik farklılıklara saygı gösteren 'ahenkli bir toplum'a yönelmesi gerektiği ifade edildi.
Yaklaşık 45 dakika süren tartışma yüzeysellikten öteye geçemedi. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Dildt, Çin'deki azınlık sorununa barışçıl bir çözüm arayışında olduklarını ifade ederek, "Tarih boyunca bu tür problemlerin aşılması zor olmuştur. Çin'in insan haklarına saygılı, ahenkli bir toplum yapısına kavuşmasını arzu ediyoruz. Ancak Çin henüz bu seviyede değil" değerlendirmesinde bulundu.
Oturumda söz alan Avrupa Parlamentosu'nun Türk kökenli Hollandalı milletvekili Emine Bozkurt, Carl Bildt'e, Uygur Türkleri ile ilgili somut olarak hangi girişimde bulunulacağını sordu ancak tatmin edici bir yanıt alamadı. Oturum sonrasında tartışmanın yalnızca sözde kaldığını ifade eden Emine Bozkurt, Avrupa Birliği'nin insan hakları için mücadele verdiğini ancak ciddi karar almaktan kaçındığını söyledi.
'Honduras'a gösterilen tepki Uygurlar'a gösterilmedi'
Sosyal demokrat milletvekili, "Uygur Türkleri'nin durumunun Parlamento'da tartışılması çok önemli. Ama yeteri kadar tartışıldı mı? Ben inanmıyorum, çünkü çok fazla somut sonuçlar çıkmadı. Daha çok insan hakları ve sivil özgürlüklerin üzerinde durduk. Herkes diyaloga devam edeceğiz diyor. Ama diyalog nedir? Yüzlerce insan öldü ve çok daha fazlası yaralı durumda. Bir an önce somut adımların atılması lazım. Hem Komisyon'a hem Konsey'e hangi somut adımların atılacağını sordum. Ama maalesef somut cevaplar alamadık." şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği'nin Honduras'taki olaylara karşı gösterdiği tepkiyi Çin hükümetine karşı gösteremediğini dile getiren Emine Bozkurt, "Aynı oturumda askeri darbenin olduğu Honduras'taki durumları da tartıştık. Baktık ki o meselelerde bayağı somut adımlar atıldı. Komisyon hem büyükelçilerini geri çağırdı hem parasal yardımı geçici olarak kestiler. Demek ki Avrupa isterse somut adımlar atabilir. Ama maalesef Uygur Türkleri hakkında somut cevaplar alamadık." dedi.
Türkiye'nin çıkışı eleştirildi
Liberal ve Sosyalist parlamenterlerin Çin'i eleştiren konuşmalarının yanında aşırı bazı milletvekilleri Çin yönetimine karşı ayrılıkçıların tarafının tutulması gerektiğini savundu. İngiliz parlamenter Charles Tannock, Türkiye'nin devreye girmesini eleştirirken, "Türkiye'nin bölge halkları için sarfettiği efor gerçeklere dayanmıyor. Türkiye hala Ermeni soykırımını kabul etmeyen, Kürt kökenlilere baskı uygulayan bir ülke" diye konuştu.

İngiliz Parlamenter Watson, Uygurlar'a daha geniş hakların tanınmasını istedi

STRASBOURG (CİHAN) - Avrupa Parlamentosu'nun İngiliz üyesi Graham Watson, Çin hükümetinin Uygur Türkleri'ne uyguladığı politikayı değerlendirdi. Watson'a göre bölgenin huzura kavuşması Uygurlar'a tanınacak daha fazla özgürlüğe bağlı.
Avrupa Parlamentosu'ndaki tartışmanın ardından CIHAN'a değerlendirmede bulunan Graham Watson, "Çin'de şu anki durum, 15-20 sene öncesi gibi değil. Fakat yine de büyük sorunlar varlığını sürdürüyor. Hâlâ siyasi mahkumlara işkence, polis merkezlerinde şiddet, zorla çalıştırılan işçi kampları mevcut. Ancak bazı dürüst Çin Komünist Parti yetkilileri, Şincan Uygur Bölgesi'ne huzur getirebilmek için bölge halkının anadillerini kullanması, kendilerine daha geniş bir otonomi ve kalkınma fırsatları verilmesinin gerekli olduğunu söylüyorlar." dedi.
Başbakan Erdoğan'ın Urumçi'de yaşananları 'soykırım' olarak nitelemesini abartılı bulduğunu söyleyen Avrupalı Parlamenter, "Sayın Erdoğan yalnızca son yaşanan olaylara atıfta bulunuyorsa 'soykırım' biraz abartılı bir ifade olarak duruyor. Son 50 yıla bakarsanız, bu bölgede kültürel bir soykırım yapıldığını söyleyebiliriz. Çok sayıda insan öldürüldü. Ancak orantılı ifadeler kullanmaya devam edelim. Çin'e, Şincan sorunu ve daha olgun bir demokrasiye ulaşması için yardımcı olmaya çalışalım. Daha açık bir ifadeyle toplumlara, 'self-determination' hakkı ve kendi hayatları hakkında karar verebilme şansı tanınmalı." ifadelerini kullandı.
İngiliz Parlamenter Watson, Avrupa Parlamentosu'nun hangi somut adımları atabileceği konusunda "Bana göre özel bir heyetin bölgeye gönderilmesi uygun olmaz. Ancak Parlamento'nun Çin ile ilişkiler delegasyonunun Urumçi'yi ziyaret etmesi doğru olabilir. Uygur halkının temsilcileriyle görüşüp karşılaştıkları zorluklar hakkında konuşmak gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa'nın Müslüman ve Türk kökeni nedeniyle Uygurlar'a yeterince sahip çıkmadığı eleştirilerine yanıt veren liberal demokrat siyasetçi, "Gittikçe tek bir dünya toplumu olma yönünde ilerliyoruz. Yaşadığımız dünyada globalleşmenin izleri gittikçe daha belirgin hale geliyor. Amerika'daki bilgisayar üsleri, Hindistan'daki çağrı merkezleri, Çin'deki fabrikalar, komşularımızla daha yakın ilişkide olmamız gerektiğini gösteriyor. Bu demek oluyor ki İslamofobi veya Yahudi veya Hristiyan düşmalığına yer vermeden, karşılıklı saygı içerisinde yaşamak zorundayız. Bu, Çin'de olduğu kadar Batı'da da var olan bir problem." şeklinde konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder