23 Temmuz 2009 Perşembe

Çin katliamdan kurtulan Uygur Türkü: Kurşuna dizilenler, açıklanan rakamın çok üstünde

İSTANBUL (CİHAN) - Çin'in Sincan bölgesinde yaşanan katliamın tanıklarından bir Uygur Türkü, olayların ardından açıklandığı gibi 196 değil çok daha fazla Uygur'un kurşuna dizilerek idam edildiğini söyledi. Kimliğini ve yüzünü gizleyen Uygur Türk'ü, hapishanelerde olduğu sanılan 600 kişiden haber alınamadığını dile getirdi.
196 Uygur Türkü'nün kurşuna dizilerek idam edilmesinin ardından Doğu Türkistanlı sivil toplum kuruluşları İHH İnsani Yardım Vakfı'yla birlikte bir basın toplantısı düzenledi.
İHH'nın genel merkezindeki toplantıya; Vakıf Başkanı Bülent Yıldırım, Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Başkanı Hidayet Oğuzhan ve Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreteri Hamit Göktürk ve Doğu Türkistan'dan yeni gelen bir görgü tanığı katıldı. Güvenliği için yüzünü kapatan ve ismini vermeyen gördüğü tanığı, yaşadığı dehşet anlarını sıcağı sıcağına anlattı.
Güvenlik güçlerinin yanı sıra Çinli sivillerinin bir kısmının da silahlarla Uygur Türklerini yok ettiğini anlatan görgü tanığı, "Hapishanelere atılan 600 kişiden haber alınamıyor. Türkiye'ye en son 196 kişinin idam edildiği bilgisi gelmiş. Bu rakam sadece Türkiye'ye gelen bilgi. Bizim bilgilerimize göre daha fazla Uygur erkeği kurşuna dizilerek idam edildi. Çin dünyaya kapattığı bölgede istediğini asıp kesiyor. Ben çeşitli yolları kullanarak Türkiye'ye geldim. Ancak Doğu Türkistan'da bulunan ailem ve yakınlarım için endişeliyim. Hiçbirisinin garantisi yok. Çünkü Çin için suçlu olmak için suç işlemek gerekmiyor. Çin yönetiminin gözünde bütün Müslüman Uygur Türkleri zaten potansiyel suçlu ve terörist." dedi.
İHH Başkanı Bülent Yıldırım da, katliamların durdurulması için İslam Konferansı Örgütü (İKÖ), Arap Birliği ve Birleşmiş Milletlere (BM) çağrıda bulundu.
Yıldırım, şöyle konuştu: "Dünya sessiz kalırsa bütün Çin, Uygurların hepsini yok edene kadar öldürecek. Uygurların bütün insani hakları ellerinden alınmış durumda. Doğu Türkistan politikasında Türkiye'de bir takım hatalar yaptı. Ne yazık ki Türkiye geçmişte Çin tarafından Uygurca dilinin yasaklanmasına sessiz kaldı. 23 Aralık 1998 tarihinde 36 sayılı başbakanlık genelgesi ile Doğu Türkistan'a insani yardımın götürülmesi engellendi. Bu durum düzeltilmelidir. İslam dünyasının Çin ile 133 milyar dolarlık bir ticaret hacmi vardır. Hac ve Umrede satılan malzemeler bile Çin malı. Çin'e karşı boykotun başlatılması için İKÖ, İslam ülkelerini bir araya getirmeli. İKÖ'ya böyle zamanlarda ihtiyaç var."
Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Başkanı Hidayet Oğuzhan ise, "Çinli askerler, Doğu Türkistan'dan hemen çekilsin. Çin'in iç kesimlerine zorla götürülen işçi kız ve Uygur erkekleri ile hapishanelerdeki binlerce masum insan serbest bırakılsın." dedi.
Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreteri Hamit Göktürk de, Doğu Türkistan'daki katliamlara uluslararası örgütlerin sessiz kalmaması gerektiğini belirtti.
Göktürk, "Dünya ülkeleri maalesef Çin ile olan bir takım ticari ilişkileri sebebiyle bu katliamı görmezden geliyor. Bu sessizlik devam ederse bir halk yok olacak." şeklinde konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder