10 Temmuz 2009 Cuma

5 Temmuz Urumçi olayı hangi sebeple meydana geldi?

Ürümçi’de Doğu Türkistan halkının, müstemlekeci Çin hâkimiyetinin Uygur halkını aşağılama eylemlerine karşı yürüttükleri protesto gösterileri başladıktan sonra, müstemlekeci hükümet kurumları ve Pekin hükümeti derhal beyanat yayınlayarak bu olayların dış ülkelerdeki bölücü güçler tarafından organize edilen vurma, kırma ve talan etme olayı olduğunu ileri sürdü.
Olayın sebebini ise, “Guandong- Şaguan’daki küçük bir suç dosyasının oluşmasından sonra Ürümçi’de az sayıdaki bazı kişilerin zihinleri karıştırılmış ve sonunda bu olaylar meydana gelmiştir.” Diyerek açıklamalarda bulunmuşlardır. Fakat bu izahatlar kesinlikle inandırıcı değildir.
Bu olayın öncesine ve sonrasına bakıldığında komünist Çin’in verdiği rapor tamamıyla bir aldatmaca olup, bu olay Uygur halkına yönelik olarak yürütülen kanlı bir katliamdan başka bir şey değildir.
Hal böyle olunca bu olay hangi sebeple ortaya çıktı? 26 Haziran günü akşamı Guandong eyaletinin Şaoguan şehrindeki Hurui oyuncak fabrikasında binlerce Çinli işçi baskın yapmış ve karanlık güçlerin sevk ve idare etmesi ve organizesi ile fabrikadaki 600’den fazla Uygur işçinin yatakhanesini basarak onları tan yeri ağarana kadar aralıksız dövmüşlerdir. Kaçabilenler kaçmışlar, kaçamayanlar ise yedikleri dayak sebebiyle düşüp kalmışlardır.
Ölenlerin sayısı kesin olmamakla beraber bazılarına göre 20 küsur, bazılarına göre de 50- 60 civarındadır. Fakat görüntülerden anlaşıldığı kadarı ile ölenlerin sayısı kesinlikle 20’nin altında değildir. Çin siteleri ise ölenlerin sayısını sadece 2 kişi olarak belirtmektedir.
Şaoguan olayı meydana gelmeden önce Haziran ayının başlarında Kaşgar- Eskişehir müstemlekeci hâkimiyetin planı gereğince bütün Uygur halkının karşı çıkmasına rağmen yıkılarak yerle bir edilmiştir. Bu olay bütün Doğu Türkistan’ı sarsıntıya uğratmıştır. Uygur halkının kanlı gözyaşları da bu olayı durduramamıştır. Uygur halkının güçlü öfke ve nefreti müstemlekeci hâkimiyetin silahlı tehditleri ve korkutma gayretleri ile bile bastırılamamıştır.
Bu olaydan dolayı bütün Uygur halkı üzgün ve kederli iken, bir başka istenmedik olay Uygur halkının öfke ve nefretini daha da arttırmıştır. Yani, Yarkent nahiyesinde bir Çinli öğretim üyesi Okul müdürü (Çinli)nün himayesi ile 23 körpecik Uygur kızına cinsel saldırıda bulunmuştur.
Fakat suçlu yine adli makamlarca koruma altına alınarak suçu kamuoyundan saklanmıştır. Mağdur durumdaki Uygur kızlarının aileleri tehdit edilmiştir. Dosya adil bir şekilde sonuçlandırılmadığı için Uygur halkının öfke ve nefreti daha da atmıştır.
Böylece Uygur halkının milli gururunu ağır derecede çiğnenmesi ve Uygur halkının tahammül edemeyeceği bir noktaya getirilmesiyle, Guandog- Şaoguan’daki olay patlamaya hazır durumdaki bombanın fitilini ateşlemiştir. On binlerce Uygur gençleri sokaklara çıkarak bu soykırımı kınamış ve hükümetin bu olayla ilgilenmesini istemiştir. Fakat neticede çok kanlı bir şekilde bastırılmışlardır.
Uygur halkı arasında “Hakaretli yaşamdan, sadakatli ölüm yeğdir” diye bir söz vardır. Uygur halkının sabır çanağı dolup taştı. 60 yıldan beri Uygur halkına uygulanan Komünist Çin zulmü dayanılmaz seviyelere ulaştı. İşte bunlar “5 Temmuz Ürümçi Olayı”nın gerçek sebeplerindendir.

Uygur Türkçesinden Türkiye
Türkçesine uyarlayan: Mehmet Emin BATUR

DOĞU TÜRKİSTAN İÇİN ÇAĞRI
08.07.2009

İnsanlık tarihinde derinden etkiler yapabilmiş uluslardan belki de en büyüğü olarak anlamlandırabileceğimiz Türk milletinin, bugünkü nüfusunun yarısına yakını, değişik coğrafyalarda esir ve (veya) yarı esir durumunda yaşamaktadır. Bilimden kültüre, sanattan edebiyata, felsefeden kavrayışlara kadar her alanda insanlığa üstün katkılarda bulunmuş Türk ulusu, bugün ne yazık ki türlü planlarla ezilmektedir. Kültür emperyalizminin pompaladığı dayatmalardan başını kaldıramayan yüce milletimiz , bazı coğrafyalarda açıkça katliam edilmektedir. Türk nesline ve kültürüne düşmanlıkla saldıran Çin, katliamlarını dünyanın gözü önünde uygulamaktadır. Çin işgali altında tutulan ezeli Türk yurdu Doğu Türkistan`dan, 5 Temmuz 2009 itibariyle yükselen çığlıklar , vahşetin bireysellikten çıkıp devletleşmesinin vahşilikte sınır tanımaz örneği olmuştur. Sayıları onbin ile ölçülebilen Çinli unsurların , Uygur Türklerine saldırarak canlarını gasp etmesi , insanlık merhamet ve aklından ne derece yoksun olduklarını bir kez daha göstermiştir. Şerefli Türk tarihine kazınan bu milli yas günü , Gulca'ların, Hoten'lerin devamı niteliğindedir.
Uygurlara karşı amansız ve sistemli yok etme politikaları işleten Çin, Mao`nun başlattığı kültür devrimi seferberliğiyle de ilk önce Uygur Türklerini hedef almıştır. Çin`de hangi rejim başa gelirse gelsin, Uygurlara bakış olumlu ve insancıl bir yöntem izlememiştir. Tarihsel çekişmelerin körüklediği Çin`in Uygur düşmanlığı, Türk tarihini bütünüyle etkilemeye yönelik sahte tarih tezleriyle de ön almak istemektedir. Doğu Türkistan topraklarının verimliliği, üzerindeki milletin çalışkanlığı , Çin`i hep bu bölgeye yöneltmiştir. Melezleştirilmek istenen Uygurlar , zorla Çinlilerle evlendirilmekte, böylelikle Çinlileştirilmektedir. Tıp dünyasını alt üst edecek deney ve uygulamalarla Türkler kısırlaştırılmakta , anne ve çocuk sağlığı hiçe sayılarak yedi aylık hamile kadınlara kürtaj yapılmaktadır. Böylelikle katledilen ana ve yavruların hesabı bilinmemektedir. Uygurların yaşadıkları bölgelerde nükleer denemeler yapılmakta, bölge halkı kobay olarak kullanılmaktadır.
Çin`de potansiyel düşman görünen Uygur kimlik ve varlığı, 11 eylül saldırılarından sonra, daha da yeni kılıflara büründürülmüştür. O zamana kadar milli bölücüler olarak tutuklanan Uygurlar, artık din ile terörü bir tutan sapık zihniyetlerin atma tutma tahtası olmuştur. Türk milletinin dini hassasiyet ve bağlılıkları dostça da düşmanca da bilinir. Türklerin, yüce İslam dinine besledikleri derin saygı, Uygurların aleyhlerine işleyen bir başka seçenek olmuştur. İslam dinine duyulan nefretle de iç politikasını şekillendiren Çin`in 5 Temmuz katliamının, içinde bulunduğumuz kutsal üç aylarda başlatılması da gerçekten dikkatle ele alınmalıdır. Oruç tutanların tutuklandığı, camilerin kapısında polislerin tutulduğu, okullarda sürekli aşağılanan Uygur çocuklarına Ramazan ayında leziz yemeklerin sunularak oruç tutmalarının engellendiği, aileleri hakkında çocukların saflığından yararlanarak bilgi toplandığı Çin`de, Uygurlar katlediliyor, insanlık katlediliyor !
Uygurların acısını sarmak için onlarla mutlaka ortak bir paydanız vardır: Türklük, İslamlık, İnsanlık ... Eğer zulme karşı durmak için ille de payda arıyorsanız...

İSTİKLAL GAZETESİ FİNLANDİYA TEMSİLCİLİĞİ

Nurullah Aydın
Gazi Üniversitesi
10 Temmuz 2009



Türkistan, Türkiye ve batı!

Bakın Türkiye gündeminde neler var?

Afganistan’da, Pakistan’da, Irak’ta, Doğu Türkistan’da katliamlar yaşanırken; Türkiye ‘de, inanılması güç olaylar yaşanıyor. Savaşsız, tanksız topsuz Türk ordusu psikolojik savaşa maruz bırakılarak etkisizleştiriliyor.

Hukukçuların ve Askerin itirazına rağmen köşk; askeri kişilerin sivil yargıda yargılanmalarının önünü açan yasa değişikliğine ilişkin yasayı, AKP’den güvence alarak onaylıyor.

Türkiye’de, Sanayide önceki aya önceki yıla göre küçülme devam ediyor. Sanayide küçülme rakamı yıllık yüzde 17.4. Diğer ülkeler krize rağmen büyürken, Türkiye küçülüyor.

Irak’ta demokrasi şenliği yaşanıyor katliam devam ediyor. Irak'ın başkenti Bağdat'ta ve Telafer'de peş peşe düzenlenen intihar saldırılarında 27 kişi öldü, 80 kişi yaralandı. ..

Abdullah Gül’ün; ABD, demokrasi için evlatlarını kaybetti dediği, RTE’nin Irak işgali sırasında Newyork Times gazetesine yazdığı yazıda kahraman Amerikan askerlerinin başarısı için duacıyız dediği ABD’nin ölüm kusan silahları Pakistan’da can almaya devam ediyor. Bölgede geçen yılın ağustos ayından beri insansız ABD uçaklarının düzenlediği saldırılarda 500 kadar kişi öldürüldü.

Peki başka ne oluyor?
Bir süre önce Abdullah Gül Çin’e ziyaret etti. Ve Urumçiyi ziyaret etti. Milyarlarca dolarlık ticari anlaşma yapıldı diye manşetler atıldı. Peki o döndükten sonra ne oldu. Katliam..İlginç değil mi Hani halk arasında bir söz vardır. Bastığı toprakta ot bile bitmiyor diye…

Batı ne yapıyor? Hani insan hakları demokrasi çığırtkanı batı. Sömürmenin yağmalamanın kılıfı için icad ettiği demokrasi ve insan hakları gibi masum kavramlarla dünyayı kana yıkıma boğan batı..

Uluslararası toplum Uygurları yüzüstü bıraktı.
Uygur tarihinin bile Çince öğretildiği Sincan'da yaşananlar kimseyi şaşırtmadı. Fakat gösteri yapanlar Pekin'in iddia ettiği gibi ayrılıkçı değiller, sadece adalet istiyorlar. Barışçı talepleri için Uygurlara yardım edeceğini söylemiş olan Batı'dan çıt çıkmamasıysa büyük hayal kırıklığı yarattı..

Fransa, resmi bir açıklama yapmadı. Ancak Fransız basını Sincan'daki gelişmeleri gündemine taşımaya devam ediyor.

Fransa gazetesi Le Monde, editoryal köşesini Sincan'da yaşananlara ayırdı. Yazıda Çin yönetiminin Uygurlara karşı uyguladığı politikanın, sömürgecilik olduğu dile getiriliyor. Bölge halkına ekonomik refah ve çağdaşlık getirdiğini iddia eden Çin hükümetinin, 20. yüzyılda Avrupalıların Asya'da yaptığını tekrar ettiğini açıklıyor.

Çin Pekin olimpiyatları süresince Tibet’teki insan hakları için ayağa kalkan batı, nedense iş Türkler Müslümanlar olunca sesi soluğu kesiliyor..
.
Uygur dünya lideri Rabiya Kadir diyor ki Türkiye vize isteğimi iki kez reddetti. Eee reddeder tabi. Ülkeyi yönetenler meşgul. Onlar Sam amcalarının Ermeni direktifini, Heybeliada ruhban okulu talebini yerine getirme ile Barzani ve Talabani eşkiyasının gönlünü alma ile meşgul sana ayıracakları zamanları olur mu?

Her şeyi para olarak gören, bakan, algılayan beyinler, insanların katledilmesine, yakıp yıkmaya karşı duyarlı olabilir mi?

Avrupa birliği işbirlikçilerinin dünyada olup biteni algılaması mümkün mü?
Baksanıza açık toplum enstisü ile TESEV denen Sorosçu işbirlikçi dönmeler, Türkiye’nin güvenliği ile ilgili kitap yayınlamışlar. Neymiş NATO standartlarında güvenlik olmalıymış.. Hangi NATO bu? ABD-İngiltere ekseninde Afganistan’da ölüm kusan NATO..

Gaflet mi dersiniz dalalet mi hıyanet mi, artık ne derseniz deyin. Ama bir gerçek var ki, Çinci işbirlikçilerden, dinlerarası diyalogcu Vatikan’cılardan, ABD’cilerden, İsrailcilerden, AB’cilerden ses seda yok. Nasıl olsun ki, efendilerinin yaptıklarını eleştirmek ne hadlerine yoksa mamaları kesilir.

Günün Sözü: İnsan; insan olduğunu hissetmedikçe diğer insanlara yaptığı zulüm bitmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder