17 Temmuz 2009 Cuma

Uygurlar, korkudan basına konuşmuyor

FOTOĞRAF: CİHAN, OSMAN EROL

Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de Çin askerleri ellerindeki sopalarla herhangi bir gösteriye karşı hazır bekliyor. Güvenlik güçleri, basının görüntü almasını da engellemeye çalışıyor.
Uygur Bölgesi'nde asker sayısını artıran Pekin yönetiminin Uygurlar üzerinde oluşturduğu baskı, halkı sessizliğe itiyor. Muhbirve sivil polislerden korkan Uygur Türkleri, basını görünce uzaklaşıyor. Bölgenin başkenti Urumçi'de camilerden bazıları iba-dete kapatılmış durumda. Çin televizyonları ise Uygurları kazanmak için 'dostluk' mesajları veren programlar yayınlıyor.
Çin'in Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygurlar, 5 Temmuz'da patlak veren kanlı olayların yatışmasının ardından suskunluklarını korumayı tercih ediyor. Cadde ve sokaklarda devriye gezen binlerce Çinli askerlerin yanı sıra muhbir ve sivil polislerden korkan Uygur halkı, basını görünce uzaklaşıyor. Camilerin bazıları kilitli. Bölgedeki yabancı gazeteciler, askerleri görüntüledikleri için gözaltına alınıp karakolda sorgulanıyor. Kent yetkilileri, şiddetin kimseye faydasının olmadığını ve bir an önce barış ile istikrarın tesis edilmesini arzuladıklarını belirtiyor. Caddelerde askerler konvoy halinde geçerken, bir yandan da halka Uygurca ve Çince anonslar yapılıyor. Anonslarda, "olayların arkasında Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabiye Kadir'in olduğunu ve bölgenin birliğine karşı saldırdığı" iddia ediliyor. Küçük bir bakkalın önünde satış yapan Uygur bayan, bizi görünce hızla uzaklaşıyor. Trafiğe kapalı caddede konvoy halinde geçen askerlerin arabalarından Rabiye Kadir aleyhine anonslar yükseliyor. Bu caddenin karşısında eskiden Uygurların çalıştırdığı dükkan ve işyerleri güvenlik gerekçesiyle kapalı tutuluyor.
Güvenlik kordonuna alınan şehrin Halk Meydanı'nda Yi Na adında bir Han Çinlisine olayları nasıl değerlendirdiğini soruyoruz. Söyledikleri Çinli yetkililerin ve medyanın söylediklerinin aynısı. Yi Na, "Olayların arkasında Rabiye Kadir vardır.'' diyor.
Çin Komünist Partisi'nin televizyonları, programlarında Han Çinlileriyle Uygurların kardeş olduğu, olayları çıkaranların üç şer güç olarak tanımlanan terörizm, ayrılıkçılık ve aşırıcılıkla bağlantısı bulunduğu tezini işlemekte. Uygur ve Han Çinlisi şarkıcıların "Biz aynı ailenin parçalarıyız" diye şarkılar söylediği TV programlarında, olaylar sırasında kahramanca davranan bazı Uygurlar canlandırılıyor. Bir yaşlı Uygur çifti, Han Çinlisi bir genci evinde korumaya alırken, bir başka sahnede Uygur Türk'ü bir ambulans şoförünün kendisi yaralı olduğu halde diğer yaralıları kurtarışı canlandırılıyor. "Ben Komünist partisi üyesiyim" diyen ambulans şoförü Uygur, bu yüzden ortalama bir vatandaştan daha çok iş yapması gerektiğini ifade ediyor. Bir haber programında ise bir grup Uygur çiftçisi, "Bizim yaşantımız her geçen yıl iyiye doğru gidiyor. Biz üç şerrin her şeyi mahvetmesine izin vermeyeceğiz." şeklinde konuşuyor. Ancak bağımsız kaynaklar, bu tür yayınların Uygur Türleri tarafından tepkiyle karşılandığını ifade ediyor.
OSMAN EROL URUMÇİ CİHAN

AP'den Uygurlar için somut adım yok

Avrupa Parlamentosu, önceki günkü genel kurulunda 5 Haziran'da Uygur Özerk Bölgesi'nde meydana gelen ve 184 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayları tartıştı. AB Dönem Başkanı İsveç'in Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve farklı siyasî gruplardan parlamenterlerin söz aldığı oturumda Çin'in dinî ve etnik farklılıklara saygı gösteren 'ahenkli bir toplum'a yönelmesi gerektiği ifade edildi ancak Pekin hükümetine karşı somut adımlar atmaya yönelik herhangi bir karar çıkmadı.
Yaklaşık 45 dakika süren oturumda söz alan AP'nin Türk kökenli sosyal demokrat milletvekili Emine Bozkurt, Carl Bildt'e, Uygur Türkleri ile ilgili somut olarak hangi girişimde bulunulacağını sordu ancak tatmin edici bir cevap alamadı. Hollandalı vekil Bozkurt, "Aynı oturumda askerî darbenin olduğu Honduras'taki durumları da tartıştık. Baktık ki o meselelerde bayağı somut adımlar atıldı. Komisyon hem büyükelçilerini geri çağırdı hem parasal yardımı geçici olarak kesti. Demek ki Avrupa isterse somut adımlar atabilir. Ama maalesef Uygur Türkleri hakkında somut cevaplar alamadık." diye konuştu. İngiliz parlamenter Charles Tannock ise Türkiye'nin Doğu Türkistan'da devreye girmesini eleştirerek, "Türkiye'nin bölge halkları için sarf ettiği efor gerçeklere dayanmıyor. Türkiye hâlâ Ermeni soykırımını kabul etmeyen, Kürt kökenlilere baskı uygulayan bir ülke." dedi.
HAKKI ÜNAL STRASBOURG CİHAN ZAMAN

17 Temmuz 2009, Cuma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder