14 Temmuz 2009 Salı

Bahçeli AK Parti'ye ağır konuştu - İP ABD Uygurları Ateşe Sürüyor

14 Temmuz 2009 Salı 10:07
Sincan ile ilgili Bahçeli’yi eleştiren Başbakan Erdoan’a MHP liderinden sert tepki geldi… Bahçeli çok ağır konuştu.
İNTERNETHABER
ANKARA- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın kendisine yönelik eleştirilerine sert tepki verdi. Bahçeli, “Siyasi sermayesi tükenen Başbakan çaresizliğin çırpınışları içinde çamur siyaseti yapmakta ve hezeyandan hezeyana koşmaktadır” dedi.
Uygur Türklerinin maruz kaldığı etnik temizlik karşısında gereken kararlılığı göstermediklerine yönelik Başbakanın sözlerine yaptığı yazılı açıklama ile yanıt veren Bahçeli, “Bu konuda söyleyebileceği bir sözü olmayan Başbakan suçluların telaşı içine girmiş ve 2002 yılında Uygur bölgesine yaptığımız ziyareti kullanmak gafletine düşmüştür. Başbakan adeti olduğu üzere yine gerçekleri saptırmıştır” diye konuşan Bahçeli, 26 Mayıs – 2 Haziran 2002 tarihlerinde Çin’e yaptığı resmi ziyarettin ayrıntılarını verdi.Ziyaretinin Bölgeye yapılan ilk resmi ziyaret olduğunu,Uygur Türklerinin sorunlarını her platformda açıkça dile getirdiğini, gezide Dışişleri yetkililerinin de bulunduğunu hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi:
NE YAPTI AÇIKLASIN
“Uygur dilinin Sincan üniversitesi programından çıkarılması uygulaması 1 Eylül 2002’de başlamıştır. Bu tarihten iki ay kadar sonra 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP iktidara gelmiştir. Bu gerçekler karşısında şimdi Başbakan Erdoğan kendisi ve partisinin yedi yıllık iktidar döneminde bu konuda ne yaptığını dürüstçe kamuoyuna açıklamak zorundadır. Bu konu ve Uygur Türklerinin sorunları hakkında yedi yıl içinde bir kere olsun Çin makamları nezdinde bir girişim yapılmış mıdır? Bunun yapıldığını iddia ediyorsa, Başbakan’ı bunu somut bilgi ve verilerle açıklamaya davet ediyorum. Susar ve meseleyi geçiştirmeye çalışırsa, Türk milleti kendisi hakkında gereken hükmü verecektir.”
KUŞ DİLİ Mİ KONUŞTU?
Başbakanın bu konuyu G-8 toplantısı vesilesiyle dünya liderleri ile görüştüğü yolundaki sözlerini de hatırlatan Bahçeli, “Başbakan kısa süren uluslararası bir toplantıda bu konuyu ne zaman ve nasıl gündeme getirmiştir? Hassasiyet ve beklentilerini ayaküstü sohbetlerde mi dünya liderlerine aktarmıştır? Bu konuda ne söylemiş, kuş dili mi konuşmuştur?” diye sordu.
Başbakan Erdoğan’ın Uygur bölgesindeki saldırıları soykırım olarak nitelendirdiğini de hatırlatan Bahçeli, bu konuda atılacak adımları merakla beklediğini de söyledi. Bahçeli, konunun BM’ye ne zaman taşınacağını, Çin ile ticari ilişkilerin gözden geçirilip geçirilmeyeceğini, yaptırıma gidilip gidilmeyeceğini, TBMM’nin bilgilendirilip bilgilendirilmeyeceğini de sordu.
VİZE VERİLMEDİ
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kader’in Türkiye’ye gelişi ile ilgili MHP’nin devreye girdiğini ve vize verilmesi konusunda Dışişleri Bakanlığı ile temas kurulduğunu da belirten Bahçeli, “Bu girişimimize cevaben Çin’in hassasiyeti nedeniyle ve özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliği seçimleri öncesi bu konunun şimdilik gündeme getirilmesinin doğru olmadığı bildirilmiştir. Başbakan Erdoğan Rabia Kader’e vize verileceğini bizzat kendisi açıkladığına göre, şimdi merak ettiğimiz husus bugüne kadar Türkiye’ye gelmesi sakıncalı bulunanlar listesinde yer alan Rabia Kader’e vize verilmesi için ABD’deki dış temsilcilerimize talimat gönderilmiş midir?” diye sordu. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:
DERİN RAHATSIZLIĞI VAR
“MHP bu konuların takipçisi olacaktır. Başbakanın özürlü siyaset tarzı ve anlayışının bütün çarpıklıklarını MHP’ye yükleyerek yalan, çamur ve iftira siyaseti yapma alışkanlığı, tedavi kabul etmeyen derin bir rahatsızlık haline dönüşmüştür. Geçtiğimiz hafta sonu parti kongrelerinde bizi “tutarlı olmaya, hamaset değil icraat yapmaya, kan üzerinden siyaset yapmayı bırakmaya ve istismar siyasetini terk etmeye davet etmesi” kangrene dönüşen bu rahatsızlığın hezeyanları olmuştur. Başbakan aynaya bakıp kendisini görmekte, gördüklerini MHP’ye yükleyerek ruhunu ve vicdanını temizleyebileceğini sanmaktadır. Bizi “aklanmaya” davet etmesi de bu marazi ruh halinin çok çarpıcı bir biçimde dışa vurulmasıdır.”
DETERJAN İHTİYACI VAR
MHP lideri, Başbakan’ın lekeli sicili olduğunu da ileri sürerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Zimmet, evrakta sahtecilik, görevi ihmal suçlarından yargılanmasına ilişkin dosyaları TBMM’de beklemektedir. Partisi AKP yedi yıllık iktidar döneminde yolsuzluk çamuruna batmış, kurumsal yolsuzluk markası haline gelmiştir. Başbakan milletvekili dokunulmazlığının arkasına saklanarak yargı önünde hesap vermekten kurtulmaya çalışan bir “adalet kaçağı”dır. Bu hazin tablo karşısında kimin aklanmak için deterjan ihtiyacı olduğu ortadadır. Aklanma, yıkanma ve temizlenme yeri bağımsız Türk mahkemeleridir. Bunun için de ilk önce dokunulmazlık zırhının arkasına sığınmaktan vazgeçme erdeminin gösterilmesi gerekmektedir.Başbakan ve arkadaşları bu hesabı Türk adaleti önünde mutlaka vereceklerdir. Milliyetçi Hareket Partisi “adalet kaçkınlarının” sürekli peşinde olacak, demokrasi ve hukuk kuralları içinde Türk milleti adına bu hesabın sorulmasını sağlayacaktır. Başbakan’ın siyasi kâbusu da budur.”


İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu:
Amerika Uygur Kardeşlerimizi Ateşe Sürüyor

Dünya büyük hesaplaşmaların içinden geçmektedir. Amerika içine düştüğü ekonomik ve siyasi krizden çıkmak için etnik kışkırtmalardan medet ummaktadır.
Amerika krizden doları kaybederek çıkacağını anlamıştır. Çin’in dolar merkezli alış veriş sisteminden çıkmakta ısrar etmesi Amerika - Çin hesaplaşmasını erkene taşımıştır.
Uygur kardeşlerimizin haklı talepleri olsa da, bunu halletmenin yolu, Amerikan planlarında yer almak değildir.
Her ülkede olabilecek etnik sorunlar; Çin’deki Uygur kardeşlerimiz bakımından barışçıl yollardan çözüm bulmalıdır.
Amerikalıların Uygurları ateşe sürmesi II. Dünya Savaşında, Almanların Rusları zor duruma sokmak için, Tatarları ateşe sürmesine benzemektedir.
Bilindiği gibi Tatarlar bu işten büyük zarar görmüştür. Uygur kardeşlerimizin bundan dersler çıkaracağını umuyoruz.
Bazı ulusalcı çevrelerin de Amerikan provokasyonuna balıklama atlamaları çok düşündürücüdür. Telafar, Musul ve Kerkük’te kardeşlerimiz katledilirken ses çıkarmayanların, şimdi Amerikan propaganda sistemine takılmaları, ayrıca uyarıcı olmalıdır.
Amerika dünya ile hesaplaşmasında, her zaman olduğu gibi Türkiye’yi kullanmak istemektedir.
Amerika, Türkiye’yi alet ederek, Türkiye ile Çin arasında yürütülen çok yönlü ilişkileri de tahrip etmeyi amaçlamaktadır. Amerika, bu yolla Türkiye’nin kendisine daha fazla bağımlı hale gelmesini arzulamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder